7 Temmuz 2014 Pazartesi

Futbolun Devrimcileri Yeniden Final Kapısında




2014 Dünya Kupası'nda çeyrek final maçları sonucunda son 4'e kalan takımlar belli oldu. Ev sahibi Brezilya, son 9 Dünya Kupasında 7 kez yarı finalin kapısını aralayan Almanya, 24 yıldır kupada derece elde edemeyen Arjantin ve kupayı 3 kez finalde kaybedip bu konuda Almanya'dan sonraki ''en'' olan Hollanda kupanın bir ucundan tutmak için birbirleriyle yarışacak. Şu ana kadar turnuvada aldıkları yol göz önüne alındığında en büyük favori olarak gösterilen son finalist Hollanda kupa tarihinin en şanssız takımlarından biri olarak dikkat çekiyor.



1974'da tam 36 yıl sonra turnuvaya katılmayı başaran Hollanda, teknik direktör Rinus Michels ve sahada Cruyff önderliğindeki futbolcularıyla hiç beklenmedik bir şekilde turnuvaya damga vurmakla kalmıyor aynı zamanda tüm dünyayı Total Futbol devrimiyle tanıştırıyorlardı. Topu sürekli dolaştırmaya ve sürekli hücum etmeye dayalı olan bu felsefe o tarihten sonra Ajax, Barcelona ve Hollanda Milli Takımı'nın futbol karakterinin değişmez unsuru oluyordu.




Kadrosunda Johann Cruyff, Johann Neeskens, Piet Kaizer, Arie Haan, Rob Rensenbrink, Johhny Rep gibi futbolcuları bulunduran Portakallar turnuvaya 2-0'lık Uruguay galibiyetiyle başlıyor, sonrasında 0-0 biten İsveç maçının ardından Bulgaristan'ı 4-1 mağlup ederek grubu lider tamamlamayı başarıyordu. O zamanki turnuva formatına göre ikinci tur yerine birer grup aşaması daha oluşturuluyor ve gruplarını lider bitiren iki takım finalde karşı karşıya geliyordu. Son şampiyon Brezilya, Arjantin ve Doğu Almanya ile aynı gruba düşen Hollanda yakaladığı mükemmel ritmi devam ettiriyor ve Arjantin'i 4-0, Doğu Almanya ile Brezilya'yı ise 2-0'lık skorlarla geçerek finalde turnuvanın ev sahibi Batı Almanya'nın rakibi oluyorlardı.




Cruyff ve Beckenbauer final maçı öncesi para atışı sırasında







Maçın henüz 1. dakikasında Berti Vogts'un Cruyff'u düşürmesiyle kazanılan penaltı gole çevrilse de kadrosunda Beckenbauer, Breitner, Müller, Overath, Vogts, Maier gibi yıldızları bulunduran ev sahibinin de pes etmeye niyeti yoktur. Dakikalar ilerleyip Cruyff'un da oyundan düştüğü sırada Almanlar önce Breitner'in penaltıdan attığı golle skoru eşitlerken ilk yarının son dakikalarında Gerd Müller'in golüyle öne geçiyordu. Maç bu skorla sona ererken Hollanda tarihin en güzel kaybedeni olarak tüm dünyanın sevgisini kazanıyordu.






Cruyff kendisini marke eden Berti Vogts ile mücadele halinde



1978 yılında Arjantin'de düzenlenen Dünya Kupası'na da katılmayı başaran Hollanda'da bu sefer teknik direktör Rinus Michels ve onun sahadaki eli ayağı olan Johann Cruyff turnuvaya giden takımda yer almamaktadır. Takımı bir başka efsane teknik adam Ernst Happel yönetirken saha içi liderliği ise Neeskens ve Rensenbrink üstlenecekti.
Gruplardaki ilk maçında İran'ı 3-0 mağlup eden Portakallar daha sonra Peru ile golsüz berabere kalıp İskoçya'ya 3-2 kaybetseler de bir üst tura yükselme şansını elde ederler. İkinci gruplarda ise Avusturya'yı 5-1, İtalya'yı 2-1 mağlup edip son şampiyon Almanya ile 2-2 berabere kalarak finalde ev sahibi Arjantin'in rakibi olurlar.
Kadrosunda Kempes, Ardiles, Luque, Pasarella, Houseman gibi yetenekli oyuncuları bulunduran Arjantin'de o yıllarda ülkenin başında olan cuntacı rejim turnuvaya da damgasını vurmuştu. Finalde Arjantin'in karşısına çıkan Hollandalı futbolcular maç öncesi seromonide cuntacıları selamlamayarak tarihe geçen bir harekette bulunurlar.
Maça ise hızlı başlayan taraf Arjantinliler olur 37 dakikada Kempes'le öne geçen Arjantin'e yanıt 82. dakikada Nanninga'dan gelse de uzatmalarda Kempes bir kez daha takımını öne geçirmeyi başarır. Uzatmaların son dakikalarında ise Daniel Bertoni skoru 3-1 getiren golü atar ve Hollandalılar bir kez daha finalden eli boş ayrılır.


Hollanda üst üste çıktığı ikinci finalden de eli boş ayrıldı



1978 tarihinden itibaren düşüşe geçen Hollanda futbolu 80'li yılların sonlarına doğru tekrar yükselişe geçer. 1988 yılında Gullit - Rijkaard - Van Basten üçlüsünün başını çektiği Hollanda Rinus Michels'in yönetiminde Avrupa Şampiyonu oluyordu. Portakallar için asıl hedef ise yakaladıkları bu yeni jenerasyonla 1990'da İtalya'da yapılacak kupaya uzanmaktı. Leo Beenhaker yönetiminde Gullit, Rijkaard, Van Basten, Koeman gibi yıldızlarla turnuvaya katılan Hollanda grupta İngiltere, Mısır ve İrlanda ile berabere kalmasına rağmen üçüncüler arasındaki puanlama sistemi sayesinde bir üst tura adını yazdırsa da bir sonraki turda ezeli rakipleri Almanlara Klinsmann ve Brehme'nin golleriyle boyun eğmek zorunda kalıyorlardı.


İtalya 1990'da Rijkaard gerginlik yaşadığı Rudi Völler'e tükürürken




1998 yılında ise 1995 yılındaki Ajax jenerasyonundan beslenen Guust Hiddink yönetimindeki Portakallar Belçika ve Meksika ile berabere kalıp G.Kore'yi 5-0 mağlup ediyor, bir üst turda Yugoslavya'yı ve çeyrek finalde de Arjantin'i 2-1'lik skorlarla eleyerek 20 yıl sonra yarı finale yükseliyorlardı. Yarı finalde Brezilya ile karşılaşan Portakallar normal süresi 1-1 sona eren mücadelenin penaltı atışlarında Brezilya'ya boyun eğiyordu. Dört gün sonra yapılan üçüncülük maçı ise Hırvatistan'a karşı 2-1 kaybedilse de uzun yıllar sonra Dünya Kupasında ilk dörde girmeyi başarmışlardı.




2002 Dünya Kupasına katılmayı başaramayan Hollanda, 2006'da ise ikinci turda Portekiz'e elenerek kayde değer bir başarı elde edemezken 2010 Dünya Kupasına Bert Van Marwijk yönetiminde katılıyordu. Robben, Sneijder, Van Persie, Huntelaar gibi oyunculardan oluşan zengin hücum hattıyla Danimarka, Kamerun ve Japonya'nın bulunduğu grubu 3'te 3 yaparak tamamlayan Portakallar, ikinci turda Slovakya'yı 2-1'le geçerken çeyrek finalde favorilerden Brezilya'yı geriye düştüğü maçta 2-1 mağlup ederek 1998'in intikamını alıyordu. Yarı finalde ise Uruguay'ı 3-2 mağlup eden Hollanda tam 32 yıl aradan sonra Dünya Kupası'nda finale kalıyordu. Turnuvanın favorisi İspanya'nın karşısına Soccer City'de 90 bine yakın seyircinin önünde çıkan Portakallar normal süresi 0-0 sona eren karşılaşmanın uzatmalarında Robben'in kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyondan yararlanamazken John Heitinga ikinci sarı kartıyla oyun dışı kalıyor, 9 dakika sonra ise İspanyollar İniesta'nın golüyle tarihlerindeki ilk dünya şampiyonluğuna uzanırken Hollanda bir kez daha finalden gözü yaşlı ayrılan taraf oluyordu.



Robben kaçırdığı golle umutları 4 yıl sonrasına ertelerken



2012 Avrupa Şampiyonası sonrası Louis Van Gaal'i göreve getiren Hollanda gruplarda ilk olarak son şampiyon İspanya'yı 5-1'le bozguna uğratırken ardından Avustralya ve Şili'yi mağlup etti. İkinci turda ise Meksikayı çok zorlandıkları maçta son dakikalarda Sneijder ve Huntelaar'ın golleriyle mağlup ederken çeyrek finalde kupanın sürpriz takımı Kosta Rika'yı penaltılarda yine zorlanarak geçebildiler. Yarı finalde ise bir başka ezeli rakipleri olan Arjantin karşısına çıkacak olan Portakallar kazanması halinde kupanın bir ucundan tutarak Almanya ya da ev sahibi Brezilya'nın karşısına dikilecek.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder