14 Eylül 2012 Cuma

"Kötü haber: Weah'ın kolu kırıldı. İyi haber: yine de oyuna devam etti."

Manchester City'nin Gelecek Planları




Arap milyarderlerin finansörü olduğu Manchester City hepimizin bildiği gibi son 2-3 yılda futbol dünyasını birbirine kattı.Tevez,Robinho,Adebayor,Nasri,Silva,Agüero,Dzeko,Balotelli,Toure kardeşler derken transfer dünyasının altını üstüne kattılar.Birçok futbolseverin gözünde ki arap patronların geçici bir hevesle City'e finansör olduğu,kazanılacak birkaç kupadan sonra eskisi gibi takıma para dökmeyeceği düşüncesi büyük bir ihtimalle yanlış çıkacak.Çünkü son zamanlarda City yönetimi büyük bir altyapı çalışmasının içine el atmış durumda.2014-2015 sezonuna hazır olması beklenen ve 100 milyon euro civarında paraya mal olacak 16 futbol sahası genişliğinde bir fubol akademisi kurmak için start verilmiş durumda.


Proje ile ilgili You Tube'da yayınlanan bir video;




12 Eylül 2012 Çarşamba

Rastalı Efsane:Ruud Gullit





Doğum Tarihi:1 Eylül 1962
Doğum  Yeri:Amsterdam/Hollanda
Uyruk:Hollanda(Surinam Asıllı)
Profesyonal Kariyeri:1979-1982 HFC Haarlem,1982-1985 Feyenoord,1985-1987 PSV Eindhoven,1987-1993 AC Milan,1993-1994 Sampdoria,1994 AC Mİlan,1994-1995 Sampdoria,1995-1998 Chelsea
Milli Takım Kariyeri:1979-1981 Hollanda U-21 ,1981-1993 Hollanda

Ruud Gullit, Surinam kökenli bir ailenin oğlu olarak 1 Eylül 1962 yılında dünyaya geldi.1978 yılında Haarlem'de profesyonel futbol kariyerine başladı.Uzun boyu,güçlü yapısı ve sert şutları dışında böylesine iri yapılı ve uzun boylu bir oyuncudan beklenmeyecek derecede süratliydi.Toplu ve topsuz alanda yaptığı koşular,vücudunu kullanarak top ve rakibin arasına girmesi onun en önemli özelliklerinden biriydi.Profesyonel kariyerinin ilk durağı olan HFC Haarlem’de oynarken 17 yaşında uluslar arası arenaya adımını attı.1979 yılından 1981 yılına kadar Hollanda U-21 Milli takımının formasını giydi.Hollanda’nın yetişmekte olan yeni jenerasyonun en önemli parçalarından biri olacağı gün geçtikçe ortaya çıkıyordu. Gullit 18 yaşındayken o  zamanlar Ipswich Town’u çalıştıran Bobby Robson’ın dikkatini çeker.Takımında Frans Thijssen ve Arnold Muhren gibi Hollandalıları bulunduran Robson bu iki isme Gullit’i takip ettirir.Hatta onu denemeye bile alır ancak transferine tam olarak karar veremez.Böylelikle Robson kariyerinde bir balık daha kaçırmış olur.Gullit’in ise Haarlem’de kalmaya hiç niyeti yoktur.

1982’ye kadar Haarlem’de 91 maça çıkıp 32 kez fileleri havalandırır.Barry Hughes onu ‘’Duncan Edwards’ın Hollandalı olanı’’olarak tanımlıyordu.1981’de ise Hollanda’da yılın en iyi 2. Oyuncusu seçilir(Henüz 19 yaşındayken).Haarlem ile  Eerste Divisie şampiyonluğunu kazanır.Nihayetinde Hollanda devi Feyenoord’un radarına girer ve 1982 yılında Feyenoord’a transferi gerçekleşir.Hollandalı futbol fenomeni Johann Cruyff ile aynı takımda oynama şansına sahip olur.Feyenoord’da takımın önemli silahlarından biri haline gelir.1984’de Hollanda’da yılın futbolcusu olur.Aynı zamanda Hollanda kupasında 9 gol atarak gol kralı olur.Üstün oyunu ve sıradışı görünüşüyle hatırı sayılır bir hayran kitlesine de sahip olan Gullit,Feyenoord’da çıktığı 85 maçta 31 gol atar.1984 yılında KNVB Cup ve Eredivisie şampiyonluğunda önemli rol oynar

Farklı zamanların farklı efsaneleri Cruyff-Gullit 1984



1985’de Feyenoord’dan ücret ve bazı özel sebepler konusunda yaşadığı sorunlardan dolayı ayrılıp PSV Eindhoven’a transfer olur.Bu durum Feyenoord taraftarlarını çileden çıkarmak için yeterli olmuştur.Kendisine ‘’Çakal’’ lakabı takılır ve PSV’ye para için gittiği söylenir.
Gullit’in ünü çoktan ülke sınırını aşmıştır artık.Başarılı oyununu PSV’de de sürdüren Gullit 68 maçta 46 kez  fileleri havalandırdı.1986’da Hollanda’da bir kez daha yılın futbolcusu olur.Hollanda liginde 24 gol atar ve o yıl altın ayakkabının sahibi olur.1986 ve 1987 yıllarında PSV formasıyla Eredivisie şampiyonluğu yaşadı.

Milano'da görüşürüz Frank !!




1987 yılında  yeni yapılanma çerçevesinde Arrigo Sacchi,Silvio Berlusconi destekli AC Milan’a klasik italyan sisteminin üzerine yürüyen ofansif bir taktik kazandırmak istiyordu.Bu doğrultuda takımın ofansif yönü güçlü oyunculara ihtiyacı vardı.Sacchi’nin isteği doğrultusunda 6 milyon euro karşılığında PSV’den transfer edildi.Takıma onunla birlikte Marco Van Basten’de katılmıştı.1988’de ise Rijkaard takıma katılacak,Milan efsanesi de başlamış olacaktı.
Milan’da ki ilk sezonunda 29 lig maçına çıkıp 9 gol atar.İtalya kupasını da boş geçmez ve 6 maçta 3 gol atar.Avrupa kupalarında ise Milan formasıyla 4 maçta 1 gol atarak beklentileri boş çıkarmaz.Takım o yıl şampiyonluğu da kazanır.




1988 AVRUPA ŞAMPİYONASI

Batı Almanya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda Hollanda grupta Sovyetler Birliği,İngiltere ve İrlanda ile eşleşmişti.Kadroda ise Van Breukelen,Ronald Koeman,Aron Winter,Frank Rijkaard,Marco Van Basten ve Ruud Gullit gibi önemli isimler bulunuyordu.Takımın başında ise Total Futbolun mucidi Rinus Michel vardı.İlk maçlarından 12 Haziran’da Sovyetler Birliği karşısında Vasly Rats’ın 52. Dakikada attığı golle mağlup ayrıldılar.İkinci maçlarında ise ilk maçında İrlanda’ya kaybeden İngiltere ile karşılaştılar.15 Haziran günü oynanan maçta Van Basten’in 44.,71. ve 75. Dakikalarda attığı gollerle İngiltere’yi 3-1 yenerler.İngilizlerin tek golü 53. Dakikada Bryan Robson’un ayağından gelir.Gruptan çıkmaları için son maçta İrlanda’yı yenmeleri gerekmektedir.18 Haziran günü Gelsenkirchen’de oynanan maçı Wim Kieft’in 82.dakikada attığı golle zor da olsa kazanmayı başarırlar.Gruptan Sovyetler Birliğinin ardından 2.olarak çıkarlar.
Eleme maçında ise 1982 ve 1986 Dünya Kupalarını finalde kaybetmiş ev sahibi Batı Almanya ile eşleştiler.Franz Beckenbauer’in takımında Lothar Matthaus,Jurgen Klinsmann,Andreas Brehme,Rudi Völler,Pierre Littbarski,Thomas Berthold gibi yıldızlar bulunuyordu.
21 Haziran günü oynanan maçta Almanya Matthaus’un 53.dakikada penaltıdan attığı golle öne geçti.Hollanda 74.dakikada kazandığı penaltıyı Ronald Koeman ile gole çevirdikten sonra 88.dakikada Van Basten’in ayağından gelen golle ev sahibini safdışı bırakır.

Münih Olimpiyat Stadı’nda oynanacak final maçında rakip İtalya’yı 2-0 yenen Sovyetler Birliği’dir.Grup maçlarında Sovyetler Birliği’ne 1-0 yenilen Hollanda,kupaya uzanmak için 72.000 seyircinin önünde bu sefer onları yenmek zorundadır.

25 Haziran günü başlama vuruşuyla birlikte heyecan doruğa çıkar.Maçın 32. Dakikasında sol taraftan gelen ortaya kafayla vuran Gullit final maçının ilk golüne imza atar.Maçın 54.dakikasında ise Marco Van Basten sol taraftan gelen ortaya mükemmel bir şekilde vurup hem kupanın sahibini belirler hem de futbol tarihinin en güzel gollerinden birine imza atar.Milan’ın Hollandalıları ülkelerine de ilk uluslar arası şampiyonluğunu getirirler.

Bu kupa da Michels için !!


MİLAN VE ZİRVE


88-89 sezonuna ise İtalya Süper Kupası kazanılarak başlandı ama şampiyonluğu alamadı. Takım Şampiyon Kulüpler Kupası'nda ise iyi gidiyordu. Eleme ve turlarında Vitocha, Kızılyıldız ve Stella Rossa takımları elendi. Çeyrek finalde Werder Bremen'i yenen takımın yarı finaldeki rakibi Real Madrid oldu. İlk maç 1-1 berabere bitti. İkinci maçta ise Milan, Sansiro'da Real Madrid'i 5-0 ile bozguna uğrattı. Rakip ise yarı finalde Galatasaray'ı eleyen Steaua Bükreş'ti.

24 mayıs 1989 tarihinde ki final maçında Milan baştan sona üstün olan taraftır.Gullit 17. Ve 38. Takikalarda gollerini sıralar.Van Basten’de 26 ve 46’da ona eşlik eder ve Milan tam 20 yıl aradan sonra Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanır.Sırada Süper Kupa vardır ve rakipleri UEFA Şampiyonu Barcelona olur.İlk maç 1-1 berabere biter.İkinci maçı ise Milan Evani’nin attığı golle 1-0 kazanıp Süper Kupa’yı da alır.Aynı yıl Kıtalararası Kupa’da kazanılır.Gullit sezon boyunca oynadığı  28 maçta 11 gol atar.Attığı gollerin yanı sıra her yere koşması,yaptığı bindirmeler,bitmeyen enerjisi onu takımının en önemli oyuncularından biri yapar.Formunun zirvesine çıktığı bu yıllarda Maradona’dan sonra dünyanın en iyi 2. Futbolcusu olarak görülmeye başlanmıştır.

Rijkaard-Van Basten-Gullit


89-90 sezonunda lig şampiyonluğu Napoli’ye kaptırılır ancak Şampiyon Kulüpler Kupası’nda işler iyi gider.Sırasıyla Helsinki,Real Madrid,Mechelen ve Bayern Münih safdışı bırakılır.Finalde ise rakip Sven-Göran Eriksson’un çalıştırdığı Benfica’dır.Final maçında Gullit-Rijkaard,Van Basten üçlüsü çok iyi performans gösterir.Rijkaard 63. Dakikada golünü atar ve Milan üst üste 2.kez Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanır.Aynı yıl Kupa Galipleri Kupası’nı alan Sampdoria ile Süper Kupa’da karşılaşılır.10 Ekim 1990’da oynanan maç 1-1 sonuçlanır.Rövanş maçında ise Milan,Gullit ve Rijkaard’ın golleriyle 2-0 kazanarak bu kupayı da üst üste 2. Kez müzesine götürür.

90-91 sezonunda kupadan eledikleri Sampdoria ile kıyasıya bir mücadeleye girdiler. Ancak Sampdoria 5 puan farkla şampiyon olur. Aynı sezon Şampiyon Kulüpler Kupası'nda sansasyonel bir olaya imza attılar. Çeyrek finale kadar gayet iyi ilerleyen takım, Marsilya karşısında 1-0 gerideyken elektrikler gitti.Işıklar tekrar yanmaya başladığındaysa Milan sahaya çıkmayı reddetti ve 3-0 hükmen mağlup sayıldı.Olaylar sadece bununla kalmayıp üstüne 1 yıl da avrupa kupalarından men edildiler. Bu olay yüzünden Arrigo Sacchi'nin Van Basten ve diğer birkaç oyuncusuyla arası açılır.Tüm bu yaşananlardan sonra Sacchi sezon sonunda kendi isteğiyle istifa eder ve yerine o zamanlar çaylak olan Fabio Capello gelir.Gullit ise bu sezonda toplamda 31 maça çıkar.

1991-1992 sezonunda Milan Lig şampiyonluğunu ve İtalya Süper Kupası kazanılır.Gullit’in ise dünyanın en sert liglerinden biri olan İtalya ligin de sakatlık sorunları baş göstermekteydi.Sezon sonuna gelindiğinde Gullit toplamda 27 maça çıkıp 8 gol atmıştı.

1992-1993 sezonunda da Milan hem lig hem de İtalya Kupası zaferini tekrarlar.Şampiyonlar Ligi’nde sırasıyla Olimpija Ljubljana,FC Artmedia Bratislava ve grup elemelerinde IFK Göteborg,Porto,PSV Eindhoven geride bırakılır.Gullit bu sezon gerek sakatlıklar gerekse Capello ile yaşadığı sorunlardan dolayı zor günler geçirmektedir.Marsilya ile oynanan Şampiyonlar Ligi Finalinde kadroda yoktur.26 Mayıs 1993 tarihinde oynanan maçı kadrosunda Barthez,Desailly,Boksic,Deschamps,Völler,Abedi Pele gibi yıldızları bulunduran Marsilya Basile Boli’nin 43.Dakika’da attığı golle 1-0 kazanır ve Milan yeni formatıyla ilk Devler Ligini finalde kaybeder.Bu sezon Gullit  25 maça çıkar 12 gol atar ve Milan’dan ayrılıp Sampdoria’nın yolunu tutar.

Uçan Hollandalılar


DÜŞÜŞ VE SON ZAMANLAR

93-94 Sezonunu Sampdoria’da tamamlayan Gullit yaşadığı sakatlıklara ve ilerleyen yaşına rağmen iyi bir sezon geçirir ve çıktığı 31 lig maçında 16 gol,10 İtalya kupasında ise 3 gol atarak toplamda 41 maçta 18 gol atar.Bu dönemde Sampdoria’da ona İtalyan futbolcu Lombardo eşlik eder.

94-95 Sezonunda tekrar Milan’a dönen Gullit toplam 13 maça çıkıp 3 gol atar.Ancak sezonun kalan kısmını tekrar Sampdoria’da geçirir.22 maça çıkar ve 9 gol atarak İtalya’da ki son sezonunu tamamlar.İtalya’da geçirdiği 8 yılın ardından İngiltere’ye,Londra’ya yelken açar.Yeni klübü ise Chelsea’dir.

95-96 Sezonunda Glenn Hoddle yönetiminde Chelsea forması giymeye başlayan Gullit  7 FA Cup ve 31 lig olmak üzere toplamda 38 maça çıkıp 6 gol atar.Bir sonra ki sezon ise kariyerinin en önemli dönemlerinden birine geçiş yapar.

Sampdoria'lı Gullit


MENAJERLİK DÖNEMİ

96-97 Sezonunda Chelsea menajeri Glenn Hoddle görevini bırakıp İngiltere Milli Takımı’nın başına geçer. 34 yaşına gelen Gullit Chelsea yönetimi tarafından oyuncu-menajerlik görevine getirilir.Bu Gullit’in oyunculuk kariyerinin sonu ve menajerlik kariyerinin başlangıcı olur.Menajerlik görevini üstlendikten sonra da toplam 18 maça çıkan Gullit 1’de gol atma başarısı gösterir.97-98 sezonunda son maçına çıkar.Geride bıraktığı kariyerinde 66 kez Hollanda Milli Takımı formasını giyer ve 17 gol atar.Kulüp kariyerini ise 465 maç ve 175 gol ile tamamlar.1 KNVB Kupası,3 Hollanda Eredivisie,3 İtalya Serie A,3 İtalya Süper Kupası,2 Şampiyon Kulüpler Kupası,2 UEFA Süper Kupası,2 Kıtalararası Kupa,1 Avrupa Şampiyonası Kupası ve sayısız ödülle birlikte yeşil sahalara veda eder.Artık o da kulübenin adamıdır.

Menajerlik hayatına hızlı bir giriş yapan Gullit,görevine tam olarak 10 Mayıs 1996’da başlar.Takımda ki ilk senesinde Chelsea FA Cup’ta finale yükselir.Rakipleri ise Ravanelli ve Juninho Paulista gibi oyunculara sahip Middlesbrough olur.17 Mayıs 1997’de oynanan maçta Chelsea rakibini Di Matteo’nun 1. Ve Eddie Newton’un 83. Dakikalarda attığı gollerle yenerek 26 yıl aradan sonra Chelsea’nin kupa kazanmasını sağladı.Gullit daha ilk yılında 26 yıllık bir özleme son vermekle kalmamış, aynı zamanda Britanya dışından gelerek kupayı kaldıran ilk teknik direktör oluyordu.35 yaşında ki yeni bir hoca için bundan daha mükemmel bir başlangıç olamazdı.Takımda ki ikinci senesinde de işler yolunda gitmişti.Zola’lı,Vialli’li,Di Matteo’lu Chelsea ligi 2. Sırada bitirip kupa da çeyrek final oynar.Ancak Gullit futbolculuk döneminde olduğu gibi teknik direktörlük kariyerinde de zaman zaman sergilediği asilikler yüzünden yönetim ile anlaşmazlığa düşer ve 12 Şubat 1998’de görevinden alınır.Chelsea’nin başında çıktığı 83 maçta 41 galibiyet,24 mağlubiyet ve 18 beraberlik alır.

Rus bir milyarder takımı alsa ne olur acaba ?


98-99 Sezonunda Bir önce ki yılı 13.sırada bitiren ve Kenny Dalglish ile yollarını ayıran Newcastle United genç teknik adamı takımın başına getirir.St. James Park’ta Gullit taraftarlar tarafından görkemli bir şekilde karşılanır.Hatta Gullit’in açıklamalarında yer verdiği ‘’Seksi futbol oynatmak istiyorum’’ sözleri pankartlara bile taşınmıştı.
Newcastle ile ilk sezonunda Kenny Dalglish ile aynı başarıyı gösteren Gullit,takımı FA Cup’ta finale çıkarmış ve ligi 13. Sırada bitirmişti.Newcastle yönetimi ilk yılı olduğunu göz önünde bulundurarak Gullit ile yola devam etme kararı almıştı.
Sonraki sezon ise hayal kırıklığıyla geçti.Üst üste kötü sonuçlar alındı ve taraftar Gullit’e olan desteğini yavaş yavaş çekti.Aynı zamanda Gullit takımın yıldız oyuncusu Alan Shearer ve Kenny Dalglish’in oğlu Paul Dalglish ile sorunlar yaşamıştı.Sunderland ile oynanan derbi maçı da kaybedilince Gullit teknik adamlık kariyerinde 2. Kez kovulur.28 Ağustos 1999’da ayrıldığı Newcastle’ın başında çıktığı 52 maçta 18 galibiyet ve 20 mağlubiyet alır.14 maçtan ise sahadan beraberlik ile ayrılır.

Sonrasında teknik direktörlük kariyerine ara verme kararı alan Gullit 2004 yılına kadar hiçbir kulüpte görev almadı.2004 yılında ekonomik bir darboğaza giren eski kulübü Feyenoord Gullit’e menajerlik teklifinde bulunur.Teklifi kabul eden Gullit bir zamanlar taraftarın sevgisini kazanıp daha sonra ‘’Çakal’’ ilan edildiği Feyenoord’a bu kez hoca olarak geri döner.Ancak takım hiçbir alanda varlık gösteremez ve ligi 4. Sırada bitirerek hayal kırıklığı yaratır.Bu durumda Gullit’e yine yol görünür.Feyenoord’da ki menajerlik dönemine 45 maçta 25 galibiyet,8 mağlubiyet ve 12 beraberlik alarak veda eder.

2007 yılına kadar zaman zaman Tv yorumculuğu yapan Gullit’e David Beckham’ın oynadığı LA Galaxy menajerlik teklifinde bulunur.Yıllığı 2 milyon dolar’dan 3 yıllık sözleşmeye imza atarak MLS liginin en yüksek ücretli teknik direktörü olur.Ancak işler Amerika’da da yolunda gitmez.Ligin düzenine uyum sağlayamaması ve oyuncularıyla yaşadığı sorunlar Ağustos 2008’de takımdan ayrılmasına neden olur.Galaxy’de sadece 12 maç teknik direktörlük yapıp,6 galibiyet,4 mağlubiyet 2 beraberlik alır.

Kariyerinede ki düşüş devam ederken 18 Ocak 2011’de Çeçen ekibi Terek Grozny’e imza atar.Rus liginin alt sıra ekiplerinden biri olan Terek Grozny’de futbola konsantre olamaz.Gece kulüplerinde dolaşmaları ve takıma gereken özeni göstermemesi onun sonunu hazırlıyordu.Nihayetinde 14 Haziran 2011’de görevine son verilir.Terek Grozny’de  11 maça çıkıp 3 galibiyet,3 mağlubiyet,5 de beraberlik alır.

Gullit şu sıralar herhangi bir takımı çalıştırmamaktadır.Geçtiğimiz günlerde Euro 2012’de başarısızlığa uğrayan Hollanda Milli Takımı için aday hocalardan biri olarak gösterilmişti.Kendisi de bu durumda takımın başına geçmekten onur duyacağını açıklasa da yerine Louis Van Gaal getirildi.Menajerlik kariyerinde yaşadığı düşüşe rağman Gullit tam anlamıyla bir futbol efsanesidir.Futbolculuk kariyerinde başardığı işler adının günümüze kadar gelmesini sağlamıştır.Yaşadığı sakatlıklara rağmen ki İtalya gibi sert bir ligde futbol oynamaya devam etmiştir.Van Basten gibi bir efsaneyi henüz 30lu yaşlarının başında futboldan eden İtalyan tekmeleri onu futboldan koparamamış,kariyerinin son duraklarında başarılı olmasını engelleyememişti.

ÖZEL HAYATI

Gullit’in özel hayatı oldukça magazinel bir nitelik taşımaktadır.Renkli kişiliği ve sıradışı görünümü onu her zaman ilgi çekici kılmaktaydı.Sarkık bıyığı,rastalı saçları,uzun boyu onu yıllar boyunca tüm futbolseverlerin hatırlamasını sağladı.80li yıllarda ülkemizde de oldukça tanınan bir isimdi. Saç stili olan rasta futbol oynadığı dönem ''Gullit saçı'' olarak anılırdı.Toplamda üç kere evlenip 6 çocuk sahibi olmuştur.Bir dönem yakın arkadaşı bir başka efsane Frank Rijkaard’ın eşi ile yaşadığı aşk skandalı Hollanda futbolunda Aşk-ı memnu etkisi yaratmıştı.Yaşadığı uzun sakatlık dönemlerinde söylediği ‘’Futboldan uzak kaldığım zaman ağzından emziği alınmış bir bebekten farkım kalmaz’’ sözü onun içinde bulunan futbol sevgisinin en önemli kanıtıdır. Medya ile garip ilişkileri bulunan Gullit ‘’Gücümü saçlarımdan alıyorum’’ ve ‘’Eski halim tam bir pornocuya benziyordu’’ gibi açıklamalarla dikkat çekmekteydi.


                                                 Bir Bob Marley bir de Ruud Gullit

Rastalı Aşk-ı Memnu