15 Ağustos 2014 Cuma

Bir Süleyman Seba Asla !




Türk futbolunda saygı kelimesine ne yazık ki bugünlerde pek fazla rastlanılamıyor. Ancak Süleyman Seba sadece Beşiktaş taraftarının değil tüm spor camiasının saygıyla anacağı bir spor adamı olarak bugün ebediyete uğurlandı. Centilmenliği, mütevaziliği, rakibine saygısı ve onu o yapan tüm özellikleri bugün Süleyman Seba isminin normal bir spor adamından çok daha ötede anılmasını sağlayacak.

Üç bine yakın Beşiktaşlının önünde Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nda başkanlık kürsüsünden indiğini gözyaşları içinde açıkladığında ''Göreve geldiğim günkü heyecan ve duygularla başım dik, gönlüm rahat ve huzur içerisinde sizlere veda ediyorum'' diyerek 57 yıllık görevini fiilen noktalamıştı Süleyman Seba.

Kendisine verilen onursal başkan sıfatını ''Bu kulübün onursal başkanı Hakkı kaptandır. Bunu kabul etmem ona saygısızlık olur'' sözleriyle kabul etmese de zorla bu sıfatı almıştı Süleyman Başkan. Hayatını adamak denilen deyim onunla Beşiktaş arasındaki ilişkiyi ifade edebilecek bir deyimdir. 1940'lı yıllarda kapısından girdiği Beşiktaş onun hayatının merkezi olmuş, idolü olarak gördüğü Baba Hakkı'nın ağabeyliğinde profesyonel olmuştu. Mimar Sinan Üniversitesi Fransız Filolojisi bölümündeki öğrenimini babasına rağmen bırakıp Beşiktaş'ın Amerika turnesine giden de yine Süleyman Seba'dan başkası değildi. ''Hayatımda babama sadece Beşiktaş için karşı geldim'' sözleriyle içindeki Beşiktaş aşkının sınırsızlığını gözler önüne seriyordu. Henüz 28 yaşında sakatlık nedeniyle futbolu bıraksa da bu asla onun bir ömür sürecek olan Beşiktaş macerasının bir sonu olmayacaktı. 1984 yılına kadar kulüp üyeliği yaptıktan sonra kulüp başkanlığına gelecek hem şampiyonluklar kazandıracak hem de kulüp tarihinde ilk olan tesisleşme sürecini başlatan isim olacaktı Süleyman Seba. İlker Ateş bu durumu ''Sadece top peşinde koşan, galibiyetlerle avunup yenilgilerle kahrolmaktan başka bir şey yapmayan Beşiktaş'ta 81 yıl sonra ilk kez bir yere çivi çakıldı'' sözleriyle özetliyordu.

Tüm kupaların yanında Fulya tesisleri, Beşiktaş Plaza, Yeşilköy, Pendik, Çilekli tesisleri, Beşiktaş Koleji ve İnönü Stadı'nın 49 yıllık kullanım hakkı da Beşiktaş'a onun döneminde kazandırılmıştı. Seba ''Bunların hepsini nasıl başardınız ?'' sorusuna ise ''Yaptık işte bir şeyler'' diyerek konuyu uzatmadan kapatacak kadar tevazu sahibi bir insandı. ''Hayatım boyunca kazandığım para bir oyuncunun maaşını vermeye bile yetmez. Sağolsun Beşiktaşlı dostlarım sayesinde kulübü buralara getirdik'' diyecek ancak Beşiktaş'ın borçları için tüm malvarlığı olan evini ipotek ettirirken kimseye bundan bahsetmeyecekti.




Beşiktaş taraftarı efsane başkana karşı son görevini gözyaşları içinde yerine getirdi
































Kendisi hakkında İslam Çupi'nin 1991 tarihli yazısı her şeyi anlatır vaziyette:

''Beşiktaşlılar! Bu şampiyonluktan sonra Akaretler yokuşunun başından ortasına doğru peşine hiçbir gazeteci teybini almamış, arkasından önüne hiçbir fotoğraf flaşının aydınlatmadığı, o yaşı altmışın üzerinde, yüzü ve gözleri Beşiktaş'ın geleceği için pörsümüş insana, o benzersiz başkana bir minnet selamı gönderiniz. Beşiktaş'a her şey bulunabilir. Belki ezeli, ebedi bir şampiyonluk yolu, belki hudutsuz servetler, belki Avrupa kupalarında final dönemeçleri, belki başka takımların hep yenildiği fantastik bir dünya... Ama bir Süleyman Seba asla !''


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder